“Sevdiğin şeyi yapmak özgürlük, yaptığın şeyi sevmek ise mutluluktur” diye okumuştum bir kitapta. Güzel söz, dedim içinden ve tam da bana denk geliyor şu anda…
Yaklaşık beş altı senedir, çok mutlu olduğum bir şeyi yapıyorum.Özgürlüğün ve özgünlüğün peşinden giden bir bebek fotoğrafçısıyım ben. Hayatım boyunca fotoğrafçılık yapmadım, geride uzun yıllara dayanan farklı bir kariyerim var elbette.Gazetecilik, prodüksiyon, reklamcılık gibi mezunu olduğum iletişim alanına ait meslek kollarında uzun süre çalıştıktan sonra, farklı bir şeyler denemek istedim, öncelikle ruhuma iyi gelecek. Fotoğraf, üniversite yıllarında karanlık odada bir türlü adını tam söyleyemediğim “agrandizör” ile tanışarak merhabamı almıştı ama günümüzde fotoğrafçılık anlayışı da hem teknik hem uygulama alanı olarak bambaşka yerlere evrilmişti. Moda fotoğrafçılığı, ürün fotoğrafçılığı, yemek fotoğrafçılığı derken, “bebek fotoğrafçılığı” ile tanıştım. Tamam dedim, profesyonel fotoğrafçı olabilirim ama ben spesifik olarak bu işi yapmalıyım. Ruhuma, duyguma, öğrenme açlığıma hitap eden, sonsuz bir masumiyet alanı burası!..
Sonra hiç bitmeyen bir eğitim süreci başladı. Bitmeyen diyorum, çünkü fotoğraf alanında her geçen gün bilmeniz gereken teknikler, bu işin vitrini olan sosyal medya ile ilgili yeni yöntemler çıkıyor karşınıza. Doğumdan yenidoğana, ara dönemden yaş çekimlerine, aile çekimlerinden imaj portre çekimlerine, dış çekime kadar pek çok alanda teknik bilgimi artırmak için yurtiçi ve yurtdışından eğitimler aldım. Bebek anatomisi, bebek güvenliği, uyku teknikleri gibi özellikle yenidoğan çekimlerini ilgilendiren spesifik eğitimler, bu işi büyük bir özgüvenle yapmamın temelinde yatan eğitimler oldu.
Bugün “babafotoğrafçı” markasıyla devam ettiğim bebek fotoğrafçılığı alanında buluştuğum pek çok ailenin ve güzel yavrularının hatıralarında yer almak, büyük mutluluk benim için. Kendimi hem özgür ve de mutlu hissettiğim şeyi yapmak tarifsiz bir huzur veriyor bana. Henüz tanışmadıysak, dilerim sizin hatıralarınızda da imzam olur bir gün.
Sevgiyle…
Kızlarım Ela, Nil ve eşim Murat’la gezmeyi, spor yapmayı, okumayı ve birlikte ev oyunları oynamayı seven bir aileyiz. Ela ve Nil”in arasında üç yaş var. Bazen en yakın arkadaş, bazen ezeli iki düşman gibi görünürler. Sanırım kardeş olmak, tam da böyle bir ilişkiyi tarif ediyor bu yaşlarda…
Eşimle, zaman zaman dış çekimlerde birlikte çalışıyoruz. Kendisi gazetecidir ve fotoğraf tekniği konusunda bilgi ve deneyimine çok güvenirim. Fotoğraf, bizim ailede herkesin ilgisini çeker. Kızlarım bazen modelim, bazen konseptlerle ilgili danışmanlarım bazen de sıkı birer fotoğraf eleştirmenlerimdir…